flickr

Turtles Can Fly


Kaplumbağalar da Uçar, İranlı Kürt yönetmen Bahman Gobadi'nin 2004 yılında vizyona giren üçüncü uzun metrajlı film çalışmasıdır. Toplamda 98 dakikalık bir izlenim keyfi sunan filmin baş rollerinde yer alanların hepsi ise çocuklardan oluşuyor. Bu filmi başlangıcından sonuna kadar sürükleyenlerin hepsi de çocuklar! Zaman zaman yeterlilikleri, cesaretleri ve rol üstünlükleri ile yetişkin oyunculara dahi taş çıkaran bu çocukların önünde saygı ile eğilmemek elde değil. Yapımın baş rollerini Soran Ebrahim (Satellite), Avaz Latif (Agrin), Saddam Hossein Feysal (Pashow), Hiresh Feysal Rahman (Hengov), Abdol Rahman Karim (Riga) ve Ajil Zibari (Shirkooh) paylaşıyor. Amerika - Irak Savaşı sırasında, sınır köylerine toplanan mültecilerin yaşamlarını gözler önüne seren yapımın anlatımı ise oldukça zor. İzlerken kendinizi sorgulayacağız ve göz yaşlarınızı tutamayacağınız mükemmel bir dram Kaplumbağalar da Uçar! Çokça yararlanılan metaforlardan da anlaşıldığı gibi büyük bir mesajı içerisinde barındırıyor bu yapım. Filmin sonunda gelen yönetmen notu ise her şeyi açıklayan cinsten: "Filmimi diktatörlerin ve faşistlerin politikalarına kurban gitmiş tüm dünya çocuklarına ithaf ediyorum."  Günümüz coğrafyasına oldukça benzeyen bir atmosferde gerçekleşen olayları anımsamak ve savaşan tarafların arasında her zaman çocukların da acı çektiğini anlamak ve başkalarına da anlatabilmek istiyorsanız eğer, aradığınız yapım işte bu...

"Anlatılanlara göre zamanın birinde, büyük bir göl kenarında yaşayan küçükçe yavru bir kaplumbağa, gölden su içmeye gelen kuşlara bakar ve onların kanatları ile özgürlüğe doğru uçmalarını uzaktan uzağa izleyerek imrenirmiş. Böyle geçen uzun bir sürenin ardından, yavru kaplumbağa cesaretini toparlamış ve kuşlarla arkadaş olmanın yollarını aramaya başlamış. En sonunda amacına ulaşan kaplumbağa, arkadaşım diye seslendiği kuşlara, bu gizli kalan hislerini açmaya karar vermiş: Amacı gölün karşı tarafına geçmekmiş fakat bunu kendi ayakları ile yapmaya kalksa, nereden baksanız koca bir ömür boyu sürüp gidermiş. 'Keşke sizin gibi uçabilseydim...' demiş kaplumbağa. Kuşlarsa arkadaşlarının bu dileğini yerine getirmek istemişler: 'Uçabilirsin' demişler kaplumbağaya; 'Kaplumbağalar da uçar...' Bir dal almış iki kuş, iki yanından tutacaklar ve kaplumbağayı karşıya geçireceklermiş. 'Tek yapman gereken, sıkıca bu dalı ısırmak' demişler. Isırmış kaplumbağa; yükselmiş yükselmişler. Uçmuş uçmuşlar... Yükseklerden korkan kaplumbağa, heyecanla bağıracağı sırada ağzını açmış ve göle düşüvermiş. Tekrar ait olduğu yere, yavaş hayatının kollarının arasına, imkansız hayallerinin soğukluğuna gerisin geriye dönmüş böylece... "
  
O bunun için yaratılmamış, dedi anlatan arkadaşım. Kaplumbağalar kuş olamaz... 

IMDb Puanı 8/10
Şahsi Kanaatim ise 10/10

Share this:

YAZAR HAKKINDA

Ceyron Louis

2010-14 yılları arasında Mersin Üniversitesi Gazetecilik Bölümü'nde okudu. Bölümününden birincilik, fakültesinden ise ikincilik derecesi ile mezun oldu. Akademik çalışmalar, yazarlık, fotoğrafçılık ve grafikerliğe dair ürettiği ürünler ile eleştirel akla katkılarını sunmaya devam etmektedir.

    Blogger Comment
    Facebook Comment

0 yorum :

Yorum Gönder